top of page

Kendimize karşı yeterince adil miyiz?

Güncelleme tarihi: 31 Tem 2023

Ötekine karşı adil olmanın ilk şartı önce kendine karşı adil olmaktır.

Yunan mitolojisinde olan adalet ve düzen tanrıçası Themis.

ODTÜ yayıncılık David A. White'ın Çocuklar İçin Felsefe kitabını Türkçe çevirisiyle önemli bir şey yaptı (1). Kitap, filozofların dünya üzerine meraklarını, felsefi düşüncelerini basit bil dille anlatarak çocuklar için felsefeyi oldukça keyifli bir hale getirmiş. Kitabı çocuklarınızla birlikte tartışarak keyifle okumanızı şiddetle öneriyorum.


Kitap adalet kavramını Platon'nun Devlet adlı eserinden alınma bir soru üzerinden tartışmayı sürdürür. Bir yargıya ulaşmanın daha kolay olduğu İlk örnekten sonra dah karmaşık ikinci bir örnekle devam eder:


Ailenizdeki bir yetişkinin, kendi arkadaşlarından birinin silahını ödünç aldığını düşünün. Silahın ödünç alındığı zamanla, sahibinin onu geri istediği zaman arasında da silahın asıl sahibinin akli dengesini yitirmiş olduğunu farz edin. Şimdi adaletin basit tanımına göre hakkaniyetli davranış, ödünç alınan nesnenin geri verilmesinin gerektirmektedir. Ama bu örnekte bir yargıya varmak o kadar da basit değil.


Peki, bu durumda seçeneklerimiz ne olabilir? Adil olan davranış nedir?

1. Silahı vermemek; silahın sahibi akli dengesini yitirmiştir ve silahı ele geçirdiğinde ne yapacağı belirsizdir.

2. Silahı geri vermek; silah ona aittir, onun malıdır.

Ama akli dengesini yitirmiş birine silahını geri vermek gerçekten adil bir davranış mıdır?


Peki başka bir seçenek var mı? Kavramla ilişkili farklı boyutlar eklendikçe tartışma haliyle çeşitlenmektedir. Nihayet Palton diyaloglarında adaletin anlamını 300 sayfada sürdürmeye devam eder. Kuşkusuz adalet kavramının etik, hukuki, felsefi ve psikolojik yönleriyle tartışılacak tarafları var.


Adalet, temel olarak diğer bireylere ya da gruplara nasıl davranıldığı meselesi kapsamında tartışılsa da birey olarak kendimizle ilgili olan bir tarafı var. Ötekinin bize biçtiği adaletin ötesinde bir de kendi içimizde bazen gözetmekte zorlandığımız kendi adalet dengemiz devreye girer.


Platon, adaletin kendi içimizde başladığını düşünür. Konuşurken, bir davranış gerçekleştirirken ya da seçim yaparken kendimize adil olabilmemiz için kendimizi tanımamızın önemli olduğunu vurgular.


Kendi içsel gereksinimlerimizin yeterince farkında olamadığımızda bir çok konuda adil olma iddiasında olmaya çalışsak da en başta kendimize karşı hakkaniyet içinde olamayabiliyoruz. Öyle olduğunda kendi ihtiyaçlarımızı gözetmekten uzak kalma ve kendimizle barışımızı sağlayamama riskiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu koşullarda kendine karşı adil olamayan bir birey için dengeli bir ruhsal durumdan bahsetmek zor olacaktır. Doğal olarak kendi için adil olamayanın öteki için de adil olma iddiası yeterince bir anlam ifade etmeyecektir.


J. Bowlby'nin tanımladığı güvenli bağlanma dışındaki diğer bağlanma türlerinde görülen kendi ve ötekine adil olma dengesini sürdürememenin günlük psikopatolojiye kaynaklık ettiğini söylemek mümkün.


Geçmişimiz işimizi zorlaştıran verili bir gerçek olarak ortada durabilir. Ama geçmişimizin gölgesinde mahsur kalmak zorunda değiliz. Platonun vurguladığı gibi eğer kim olduğumuz, ne istediğimiz ve hayatımızı nasıl geçirmeyi umduğumuzu düşünerek kendimizi tanımaya çalışırsak kendimize karşı adil olma konusunda bir şansımız var.


1. David A. White. Çocuklar İçin Felsefe - 40 Eğlenceli Soru. ODTÜ yayıncılık, 2018.



166 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page